Arz ve Talep Nedir?



Bu yazımda 'efendim arz talep meselesi piyasa böyle ne yapalım' düşüncesindeki arz ve talebin ne olduğundan bahsedeceğim.

Arz ve Talep

Öncelikle talep; mal, ürün veya hizmeti satın almak için duyulan istektir. Arz ise bu talebi karşılamak için sunulan ürün ve hizmetlerdir. Bu ikisi piyasalarda ayrı düşünülemez. Ekonominin temel iki faktörüdür arz ve talep. Çünkü tüketici talep, üretici de tedarik eder. Tam da bu noktada demokratik bir şey gerçekleşir, fiyat. Eğer tüketicide oluşan talebi arz karşılarsa ki hala takas devrinde olmadığımıza göre bir fiyat doğar. 

Peki bu fiyatı kim nasıl belirler? Alfred Mill'e göre "Faydalarını maksimize etmeye çalışan tüketicilerle kârlarını maksimize etmeye çalışan üreticilerin birbirleriyle boy ölçüşmesi, malın piyasadaki fiyatını ve aynı zamanda alınan ve satılan miktarını da belirleyen faktördür." Piyasadaki tüm değişkenler fiyatı etkileyebilir. Mal ve hizmetin hangi şartlarda ne şekilde piyasaya ulaştığı önemlidir. Kelebek etkisini burada görmek çok kolaydır. Bunu şimdi Rusya Ukrayna Savaşı arasında Türkiye'nin etkin rol oynadığı tahıl koridorunda görebiliriz. Petrol ve doğal gaz...  Fiyatlar artar ve azalır. Her şeyde olduğu gibi piyasada da dengeye ulaşana kadar dalgalanma gösterebilir. Fakat bu konuda en çok değişkenlik gösteren şey tüketici davranışıdır. 

Ne için ürün veya hizmet satın alırız? Bize sağlayacağı faydayı maksimum tutmak isteriz de ondan. Bunu da bütçemize göre yaparız, yüz lira olan bütçemiz için gidip bin liralık bir şeyi talep etmeyiz, bu bütçe kısıtlamasıdır. 

Bir ürün ya da hizmeti ilk defa aldığınızda size getireceği faydayı maksimumda tutmak istersiniz. Ramazan Bayramı'nı düşünün aldığınız ilk şekerin, tatlının size verdiği mutluluk ne kadar fazlaydı, ikinci veya üçüncü şekerde aynı şeyi hissettiniz mi? Kurban Bayramı'nda yediğiniz bir tabak kavurmadan sonra ikincisi ağır mı geldi? Bir saatlik sporun faydasını on saat spor yaparak arttıramıyor musunuz, evet ben de yapamıyorum. Bunun sebebi çok anlamlı olan marjinal fayda kavramında gizli. Bence bu gözün doysunun ekonomik versiyonudur. Marjinal fayda, son tüketilen şeyden alınan maksimum fayda. Artık tabağıma sadece fayda maksimizasyonuna göre yemek alıyorum, indirim kampanyalarında iki alana bir bedavaya kanmıyorum, bu sadece ihtiyacım yokken istiflememe neden oluyor. Herhangi bir ürün piyasasına girerken aklımdan çıkarmayacağım şey azalan marjinal fayda olacak artık. Bilginin gücüne inanmaktan geri durmamak gerek. Davranışsal ekonomiye hoş geldiniz, tabii sadece ucundan girmiş olduk.

Piyasa

Piyasa nedir? Yine Alfred'in tanımıyla piyasa, alıcıyla satıcıyı bir araya getiren yerdir. Bu fiziki de olabilir online da olabilir. Etkin bir piyasanın oluşması için gerekli şartlar vardır. Ticareti yapılan mal hakkında etraflıca bilgi, kişilerin çıkarı doğrultusunda hareket etmesi ve tabii giriş çıkışın serbest olması. 

Arz ve talep tarafında günlük hayatta çok sık karşılaşırız. Marketlerde çok tüketilen ve tabii sınırlı sayıda olan malların fiyatı çabuk yükselir. Bu arzın düşük talebin fazla olduğu durumdur. Tüketicinin çok bir tercihi kalmayınca üretici veya satıcı fahiş fiyat uygular, buna bir de piyasanın serbestliği eklenince 'hükümet istifa, halk aç kalıyor' sözlerini duymamız çok zaman almaz. Tersi durumda talep az olursa fiyat düşer. Bir şey az bulunuyorsa değerlidir. Bu iki durum arasında denge fiyat vardır. Talep edilen miktar ile arz edilen miktarın fiyatının kesiştiği yani uzlaşmanın olduğu noktaya denge noktası denir. Devlet bu konuya vergileri arttırıp ya da azaltarak müdahale edebilir. 

 Niyet ettim doğrusunu öğrenip anlatmaya, arz ve talep hayatın her alanında. O yüzden neyi neden yapmamız gerektiğini bize dikte edenlere uymak yerine bu şeye gerçekten ihtiyacım var mı, başka bir şey yapabilir miyim diye düşünmek bence önemli. Piyasa ile boğuşmak uzun vadede zarar verecektir.  Bu konudaki fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.

Alfred Mill "Ekonomi 101" adlı kitaptan faydalandım.

Mustafa Diker 17.07.2023



Yorumlar

  1. Sen her sokağa çıktığında laf atan komşu teyze gibi oldum :) Benden başka da yorum yapan yok. İnanç Ayar gibi sorayım, bütün yazıların sonunda fikirlerinizi paylaşabilirsiniz dediğin halde acaba neden evin misafir ile dolup taşmıyor. Davranışsal ekonomiden önce davranışsal yorum yapmama nedenleri üzerine bir düşünelim. Ben bir şeyler buldum da bakalım sen ne bulacaksın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu genel okuma alışkanlık ve ortalamamıza bağlıyorum. Bunu dert edinip üzerine düşünmek de bir başka yazı konusu. Yine yorumunuz için teşekkür ederim, bunu iyice düşünmem gerek.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar