Para Nasıl Üretilir? #2


       Bu yazımda paranın nasıl üretildiğinden bahsedeceğim. Merkez bankası, darphaneler ve bankalar bu süreçte nerelerde rol alıyor bunları anlamaya çalışacağız.

Para Nasıl Üretilir?

1931' de İngiltere ve 1933'te Amerika öncülüğünde temsili paradan itibari paraya geçiş gerçekleştirildi. Devletler bastırdığı özünde değersiz olan kâğıda kendi imzasını, sembolünü, damgasını yazıp 'bu benim güvencemdedir, bir değer karşılığı vardır' diyordu. Bunu sadece devlet yapabilir. İtibar ve güvene dayandırdığı bu sistemin açıkları da çok olacaktı.

Bankacılığın ilk formu olan sarraf ve kuyumcular bu işe öncülük etti. Siz mal para olan altın veya gümüşünüzü getirip karşılığında temsili olarak bir makbuz, bir sertifika alabiliyordunuz. Güvene dayalı bu sistemin en kötü tarafı da sonradan açılan ilk bankayla anlaşılacaktı. İsveç'te açılan ilk bankalardan birinde banka sahibi, bu güven karşılığını kullandı ve fazladan para bastı. Krala savaşta kullanması için borç verdi, maliyet üstüne maliyet. İnsanlar bir sabah kalkıp tüm altın ve gümüşlerini önceden aldıkları makbuzlar karşılığında geri istediklerinde bir ödeme güçlüğüyle karşılaştılar. Sebebi belliydi, banka sahibi elinde olmayan altın ve gümüşün karşılığında para basamazdı, fakat öyle yaptı, karşılıksız para basıp borç verdi. Sonuçta, güvene dayalı sistem sarsıldı ve banka battı. 

Bu, günümüzde olursa ne olur, evet kurtarma paketi denen o sihirli değnek devreye girer ve bankayı ayakta tutar. Banka merkez bankasına gidip çok düşük faiz oranlarıyla kamu parasını kullanıp bu bataklıktan kurtulabilir. Peki, bu para nasıl üretiliyor?

Öncelikle kullandığımız parayı sadece devlet basabilir, matbaa ve darphanelerde bunu yapar. Eğer siz para basarsanız kalpazanlıktan suç işler ve cezanızı çekersiniz. Eğer banka bunu yaparsa o da cezasını çeker. Burada ince bir fark var, bankalar para basmaz, para üretir. İlk banka örneklerinde olduğu gibi yapar bunu. Sistemin kılıfa uydurulmuş şekli.

1971 yılından Amerika Başkanı Nixon dünyaya Amerika'nın artık altın standardından çıktığını duyurdu. Peki nedir bu altın standardı?  Bu standart, devlet bankalarının ellerinde olan altının değerinde para basmasını sağlıyordu. Ne kadar altın o kadar para yani. Doları çeşitli sebeplerden dolayı değer kaybetmeye başlayınca yine dünyaya ağabeylik yapıp başı çekmek için bir kılıf daha uydurdu. Altın standardının olumsuz tarafı ülkelerin ekonomik büyümelerini kısıtlamasıdır. Altının yoksa paran da yok demektir.

Peki bankaların para üretme sistemi nasıl çalışır? Bu durumu bir vaka ile örneklendirelim ki daha açıklayıcı olsun. Bununla birlikte bazı kavramların tanımını yapmamız gerekiyor. Banka rezervleri, mevduat, kısmi rezerv sistemi. 

Banka rezervi; Borç vermek veya çek hesaplarına karşılık tutmak için bulundurulan fonlardır. Borç vermek için bulundurulan rezervler olağanüstü yedeklerdir, çek hesapları için bulundurulan rezerv ise zorunlu rezervdir. Mevduat ne demektir? Şu demektir, bir bankaya faiz karşılığında belli bir süre sonunda geri almak şartıyla yatırdığım paramdır. Kısmi rezerv sistemi ise yatırılan paranın belli bir yüzdesini bankada zorunlu olarak tutulmasıdır. Veremeyeceği borç para demektir. FED'in belirlediği bu birim %10'dur.

Diyelim ki ay sonu maaşımdan 10 lirayı bankaya yatırmaya karar verdim. Bu temsili bir değerdir.

Banka bu 10 liranın 1 lirasını merkez bankasına versin, 9 lirasını da A kişisine borç olarak versin. Bu A kişisi gidip bir ev alsın, banka borç senedini ödeyemeyen A kişisinden evi alsın. Evi satan vatandaş da 9 lirasını gidip bankaya yatırsın. Banka yine bu paranın 1 lirasını merkez bankasına versin kalan 8 lirayı da B kişisine borç olarak versin, B kişisi de gidip bir araba satın alsın ve borcunu ödeyemesin, banka arabayı alır daha sonra arabayı satan 8 lirasını gelip bankaya yatırır. Bu döngü devam eder ve banka benim paramı işleterek onlarca katını kazanabilir, üstelik artık kendisine borçlanan insanlar da var. Burada ek olarak bankanın işleteceği bir faiz oranı da mevcut, yoksa nasıl kâr edecek. Para basmadan para üretmek. Bankanın temel anlayışı budur, size habire düşük faizli kredi mesajları atan bir bankanız varsa birilerinin cepleri boşalıyor demektir. Aman dikkat:)

Faizin de ne anlama geldiğine bakacak olursak temelinde yatan anlayış zaman ve fırsat maliyetidir. Yine ben size on lira borç vermiş olayım fakat o sırada on liralık beğendiğim bir ürün olsun ve tabii acelesi olmasın. Size on lira verdim, bir sene geçti, bu benim aleyhime bir zaman maliyetidir üstelik bir yılın sonunda o beğendiğim ürün on beş lira olmuş olsun, bu da fırsat maliyetidir. Hem bir yılım gitti hem ürünün fiyatı arttı. Benim o ürünü alabilmem için ana paranın üzerine bir faiz oranı eklemem gerekir. Çünkü enflasyon var, param değer kaybetti. Faizdeki mantık budur. Fakat Allah faizi haram, ticareti ise helal kılmıştır. Bakınız Bakara Suresi 275. Ayet.

Paranın nasıl üretildiğini anlamaya ve anlatmaya çalıştım, umarım faydalı olur ve banka mesajları artık daha anlamlı gelmeye başlar ki neler olduğunu anlayalım. Onlarca yıl okul okuyup böyle önemli bir konudan habersiz bırakılmak kadar acı verici başka ne olabilir ki. Ortaokuldayken kâr-zarar, faiz hesaplamaları konusu vardı, sonradan kaldırıldı. Nedenini bilen varsa söylesin. Şimdi banka kuyruklarında acaba faiz ne olacak ne kadar borcum var, kârım-zararım ne diye düşünen insanları görmek üzücü. 

Kaynak olarak Alfred Mill'in Ekonomi 101 kitabını kullanıyorum. Bir sonraki yazı için görüş ve önerilerinizi paylaşabilirsiniz.

Mustafa Diker 30.06.2023

Yorumlar

  1. Başlığı görünce:) tamam dedim sonunda tarifi bilen biri çıktı. Kesin malzemeler evde vardır. Şöyle en kocamanlarından bi kaç yüz bin milyon yaparız dedim ama ama :(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar